AYÇA KURU

AYÇA KURU

18 Mayıs 2020 Kapalı Yazar: guvenuzman

ZARAFETİN KİTABINI YAZAN AYÇA KURU

Miss Turkey, Miss Ege ve bir çok güzellik yarışmasında derece almaya hak kazanmış olan oyuncu ve sunucu aynı zamanda zarafet eğitmeni olan Ayça Kuru, Harem’s Life Dergimizin sorularını yanıtladı.  

 

*Güzellik yarışmasından bugüne bir serüven var Harem’s Life okuyucularına Ayça Kuru’yu anlatır mısın?

Öncelikle herkese merhaba. Aslında dediğiniz gibi uzun bir serüven. Benim ilk mesleğim hemşireliktir ve bunu gururla söylüyorum. Daha sonra kız arkadaşım Meltem Yaman’ın benden habersiz yarışmaya başvurmasıyla serüvenim başlıyor. Daha sonra TV sunuculuğu, oyunculuk derken şuan ki Ayça Kuru Medya Okulu, Ayça Kuru Akademi sahibi ve yazarlıkla serüvenim devam ediyor.

 

*Çocukluğundan beri bale ve zarafet eğitimlerin söz konusu. Seni daha çok oyunculuk, sunuculuk dışında zarafet eğitmeni olarak biliyoruz. Eğitmenlik nasıl başladı, bu alanda ne gibi çalışmalar yapıyorsun?

Oyunculuk benim hoşuma giden bir sevdaydı hala da geçmiş sayılmaz. Sunuculuk hala aktif olarak devam ediyor. Birçok yarışmanın ve ödül gecelerinin sunuculuğunu devam ettirmekteyim. Dediğiniz gibi eğitmenlik benim için ayrı bir konu. 12 yıllık bir geçmiş. Çocukluktan beri süre gelen bir serüven belki de kader. Annemin ve abimin eğitmen olması beni tetikledi diyebilirim. Annem Ayşe Kuru, sağlık koleji öğretmeni ve müdürüydü daha sonra Başhemşire olarak devam etti. Ağabeyim de üniversite öğretimini filolog olarak bitirdikten sonra üniversite devam etti ve ICF koçu olarak algı yönetimi ikna taktikleri üzerine ilerledi ve birçok insana dokunarak hayatlarında yeni bir harita çizdi.  Babam askerdi ve beni askeri disiplin ile yetiştirdi. Böyle rol modellerim olunca ne kadar farklı dallar denesem de çocukluk aşkım olan eğitmenlikten hiç vazgeçmedim. İnsanlara dokunmak ve yol haritalarını şekillendirmek mükemmel bir şey çünkü.

 

*Yıllardır devlet ve özel kurumlarda zarafet eğitimleri veriyorsun. Ülkemizde zarafet eğitimi ne kadar biliniyor ve önemseniyor? Eğitim süreçleriniz nasıl geçiyor?

12 yıl önce herkes beni vazgeçirmeye çalıştı. Bu toplum düzelmez uğraşma dediler. İnsanlar anlamıyor hatta gülüyorlardı. Hatta bazı kişiler ben zaten çok zarifim çok centilmenim. Annemin karnından böyle doğdum diyen bile oluyordu, çok mücadele verdik şuan bu eğitimi reel de alan 20.000 mezun / kişi var. Ve her ay bireysel elli kişi firmalardan da her ay 500 kişi bu eğitimi alıyor. Toplumumuz harika bir şekilde gelişiyor eksikler kapanıyor. Yeni nesil bu eğitime aç ve koşarak kabul ediyorlar. Ancak hala yeteri kadar bilinmiyor o sebeple biz de bir kitap yazdık ki herkese ulaşabilelim.

 

 

*Peki, kimler zarafet eğitimi almalı? Özellikle hangi kısımdan insanlar sana zarafet eğitimi konusunda ulaşıyor?

Akademide 30 eğitmen çalışmaktadır. O sebeple anaokulundan başlıyoruz ( 5 yaş) üst düzey yöneticilere kadar herkese bu eğitimleri veriyoruz. Yani eğitim almak isteyen ve kendini geliştirmek isteyen herkese kapımız açıktır.

Ergenlik çağında ve ilköğretim çağında alınan bu eğitim ömür boyu kullanabilecekleri sihirli bir değneğe dönüşüyor. O yüzden ailelerin çocukken evlatlarını yönlendirmeleri çok önemli…

 

                                                                              ZERAFET DEĞİL ZARAFET

*Uzun yıllardır süren eğitimleri kitapla taçlandırdın.  “ Zerafet DEĞİL ZARAFET” kitabın okurlarıyla buluştu. Kitabından bahseder misin?

Zerafet değil zarafet isimli kitabımız 2. gününde 1. baskıyı bitirerek 2. baskıya geçti ve tüm okurlara ulaşması için 5.000 adet basıldı. Kitap özellikle ergenlere ve çocuklara hitap ederken anne babalarında alıp uygulaması gereken kuralları içeriyor. Tüm kitapçılarda ve internetten tedarik edebileceğiniz kitabımız oldukça kıymetli bir başucu kitabı.

 

*Aydın Serdar Kuru’nun yazdığı Zihin Tetikçileri isimli kitap ile birlikte bir iş birliği içine girdin. Kitap ve bu konu ile ilgili okuyucularımıza bilgi verebilir misin?

Serdar bey benim öz ağabeyim ve öğreticimdir. Kendisi Algı yönetimi ve ikna taktikleri uzmanıdır. Bu konuda tüm toplumu bilinçlendirmek üzere algı yönetimi ve gerçekler alt başlığı ile zihin tetikçileri adlı kitabı çıkarttı. Kitap birçok kitapevi ve internette birlikte satılıyor. Çünkü konularımız birbirini tamamlayıcı. Serdar bey eski ve bilinen bir yazar ben daha toy ve öğrenmesi gereken çok şeyi olan bir yazarım. Serdar beyin kitabı benim ufkumu açtı ve eğitimlerimde bile onun kitabından yararlanıyorum. O sebeple özellikle iş dünyasında olan kişiler ve üniversite öğrencilerinin okuması zorunlu diyebileceğim bir kitaptır. Eğitimlerimizde birçok katılımcı artık kitap yazın çünkü eğitimlerinizden sonra her zaman bilgilerinize ulaşmak istiyoruz demişlerdi bu sebeple biz de eğitimlerimizden sonra kitap satışı ya da imza günü ile tüm katılımcılara ulaşıyoruz.

 

*Peki, zarafet konusunda doğru bilinen yanlışlar nelerdir? Kısaca bize zarafet kurallarından bahseder misin?

Mesela en önemlisi isminin yanlış bilinmesidir. Google araması yapıldığında zerafet kelimesi zarafet kelimesinden daha fazla aranmış bu da maalesef doğru bilinen yanlışlara bir örnektir. İkinci konu ise zarafetli bir erkek ya da zarafetli bir kadın olmanın çıtkırıldım ya da vur ensesine al lokmasını tarzında ki insanlar olunacağı sanılmasıdır. Mıymıy konuşan, yavaş hareket eden her şeyden nem kapan insan tipini zarafetli insan tipi olarak nitelendiriyorlar. Ne kadar yanlış ve böyle bilinmesi ne kadar acı. Zarafetli hanımefendi ve beyefendi, asil,  nerede ne yapacağını bilen, kurallara vakıf, ulaşılmaz gözüken ama aslında herkesle iletişimi kuvvetli, insani değerleri bilen, saygılı ve ölçülü bir bireydir. Keşke hepimiz zarafetli olabilsek değil mi? Zarafet kuralları aslında hayatımızın içinde ve herkesin uygulanmasını istediği kurallardır. Yani adap kuralları adaplı davranışlardır. El sıkışmadan tutun kadın erkek saygısına, örf adetten tutun masa kurallarına, otobüste oturmadan tutun trafik kurallarına her şeyi kapsayan bir hayat tarzıdır aslında

*Toplumumuzda en büyük eksikliklerden biri aslında görgü kurallarına uymamaktır. Bildiklerimizi uygulamamak, dejenere olmuş tabiri caizse yozlaşmış ilişkilerde kişiler saygınlığını giderek yitiriyor. Böylece insanlar daha çok kabuğuna çekilerek yalnızlığa dönüyor. Toplum kurallarına karşı insanların duruş, davranış ve üslup biçimlerini nasıl değerlendiriyorsun?

Herkes bunun farkında ama kimse önlem almıyor. Bazen bana yapılmasın ama ben yaparım deniliyor ya da bazen benim çevrede yok ya da o bana yeter deniliyor. Herkes el ele verip eskisi gibi olunabilir çok zor değil. Bunun en başı okumak daha sonra okuduğunu uygulamak ve en son olarak paylaşmak. Bir film vardı. “Eat pray love”  Julia Roberts oynuyordu. İşte ben de diyorum ki  ‘Oku – uygula – paylaş’

Bunu yapmak bu kadar kolayken hadi birlikte bu iyilik harekâtını büyütelim.

*Aynı zamanda birçok güzellik yarışmasında yarışmacı eğitmenliği yapıyorsun. Bu konuda ne gibi çalışmalar yapıyorsun?

Bugüne kadar 20’ye kadar yarışmada yer aldım şuan Sinemanın Kral ve Kraliçesi yarışmasının bünyesindeyiz ve kazanan kişilere yoğun bir eğitim vererek onları sektöre hazırlıyor daha sonra da dizilere reklamlara ve filmlere yerleştiriyoruz.

*Bundan sonra ki hedeflerin neler?

MEB’e bağlı güzel projelerde yer almak için bir girişimde bulunduk umarım başarılı olacak. Ayrıca kitabımızın da okullarda okutulması için çaba sarf ediyorum. Başarı kolay değildir. Şuan zorlanıyorum ama 10 yıl önce bu noktaya geleceğimizi tohumları atarken farkındaydım. Şimdi çok daha iyi olacağımızın ama çok çalışmak ve zamana ihtiyacımın olduğunun da farkındayım.