SAĞLIK OTAĞI

SAĞLIK OTAĞI

25 Kasım 2020 Kapalı Yazar: guvenuzman

TIBBi PAPATYA: MAYIS PAPATYASI

 

Matricaria chamomilla L

Tıbbi papatya, diğer adıyla Mayıs Papatyası (Matricaria chamomilla) ülkemizde doğal olarak yetişmekte ve Mayıs ayı başlarından itibaren Ege, Akdeniz ve Marmara bölgelerinde yaygın olarak bulunmaktadır.

Necdet Koyutürk’ün Nihavend tango eserindeki “Papatya gibisin beyaz ve ince” nağmeleri çocukluğumuzdan bu yana bizlere papatya ile ilgili hep güzel duygular hissettirmiştir; tıpkı kırlarda, yol kenarlarında, beklemediğimiz bir anda karşımıza gülümseyen yüzüyle güneş gibi çıkıveren, böylece bizim de ona gülümsememizi sağlayan, güzel ve incecik papatyalar gibi.

 

 

“Papatya”, farklı türdeki, birbirine benzeyen çiçeklerin genel adıdır ülkemizde.

 

Çoğunlukla kız çocuklarının ya da kır düğünlerinde gelinlerin başlarına takılmak için yapılan sevimli taçlarda; “seviyor, sevmiyor” diye yapılan romantik fallarda kullanılan papatyalardan, Mayıs papatyasının çiçekleri; içimizi aydınlatan, yüzümüzü gülümseten beyaz ve inceliğinin ötesinde çok değerli tıbbi bir bitkidir.

 

Diğer papatyalardan görünüş olarak bazı farklılıklarla ayrılmaktadır Mayıs papatyası. Beyaz yaprakları daha aşağı doğru, ortadaki sarı kısım ise daha yukarı doğrudur. Beyaz yapraklarıyla bizlere gülümserken, ortada yukarıya yükselen sarı kısmıyla güneşe selam verir adeta.

 

Çiçek olarak bilinen kısım, iki ayrı çiçek grubundan oluşmuş bir çiçek durumudur papatyalarda. Dış kısmında beyaz uzun dilsi yapraklara sahip çiçeklerle çevrilmişken; orta kısmında tüp şeklinde sarı minik çiçeklerden oluşmuştur. Ortadaki sarı renkli tüpsü çiçeklerin olduğu kısım yukarıya doğru kabarık, koni şeklindedir ve alt kısmı boştur. Bu özelliği ile Mayıs papatyası, diğer papatyalardan ayrılır.

Kendine has güzel ve karakteristik bir kokusu vardır.

 

Mayıs papatyası sanılarak başka cins papatyalar da satılabilmekte ve/veya alınabilmektedir. Farklı cinsteki çiçeklerin aktif bileşenleri de farklı olduğundan bu konuya çok dikkat edilmelidir.

 

Mayıs papatyası çiçeği, kurutulmuş ve taze olarak kullanılmaktadır. Mayıs papatyası, bitkisinin tam açılmış çiçeklerinin doğru yöntemlerle kurutulması sonucunda elde edilmektedir. Bitkilerdeki uçucu yağ oranı çiçek tam olarak açıldıktan 3-5 gün sonra en yüksek orandadır. Bu nedenle bitkinin hasatı bu dönemde yapılır. Çiçek açma zamanı Mayıs başından Eylül sonuna kadar devam ettiğinden hasat dönemi de farklı dönemlerde yapılabilmektedir.

Mayıs papatyası çiçekleri buhar ile damıtıldığında %0.3-2 oranında uçucu yağ elde edilmektedir. Uçucu yağ oranı yetiştiği bölgeye, hasat edildiği zamana göre değişiklik göstermektedir. Mayıs papatyasının uçucu yağı, özel kokulu ve mavi renklidir. Mavi renk, uçucu yağ içindeki kamazulen maddesinden ileri gelmektedir.

Türkiye’de yetişen Matricaria chamomilla türlerinden elde edilen uçucu yağların rengi genellikle sarıdır ve kamazulan içermez. Ayrıca yüksek miktarda bisabolol oksitler içermektedir

Uçucu yağın kimyasal yapısının büyük bir kısmını izopren molekülünden meydana gelen terpenler oluşturur. Uçucu yağında alfa bisabolol, kamazulen, bisabolol oksit gibi 28 terpen saptanmıştır.

 

 

KULLANIM  ALANLARI

 Mayıs papatyası ülkemizde kurutulmuş çiçeklerinden yapılan çay şeklinde tüketilmektedir. Halk arasında kısaca “Papatya çayı” olarak dile getirilen Mayıs papatyası çayının sakinleştirici etkisi bulunmaktadır. Bu amaçla çay olarak tüketilmektedir.

Sedatif(sakinleştirici) etkisi nedeniyle Mayıs papatyası çayı akşam saatlerinde veya gece yatmadan önce alınması uygun olacaktır. Mayıs papatyası çayının sakinleştirici etkisi olmasından dolayı sakinleştirici özelliği olan ilaçlarla, antigripallerle (grip için alınan ilaçlar) sedatif özelliği olan antialerjik(alerji gideren) ilaçlarla aynı anda alınmaması önerilmektedir.

 

Yapılan çalışmalarda antienflamatuvar etkili bir seskitepren olan alfa bisabolol’ün, asetil salisilik asitin oluşturduğu mide hasarına karşı

sitoprotektif(koruyucu) etki gösterdiği belirtilmiştir.

 

Yapılan bir çalışmada papatya yağı bileşimindeki apigenin’in güçlü bir   antisapzmodik(spazm çözücü) etki gösterdiği belirtilmiştir.

 

Sindirim sistemindeki gaz, karın ağrısı, şişkinlik gibi şikayetlerinin giderilmesinde anason ve nane ile birlikte Mayıs papatyasından %2 oranında hazırlanacak (bir çay bardağı sıcak suya anason, nane ve Mayıs papatyası atılıp 15 dakika bekleyerek) çayın tüketilmesi yararlı olmaktadır.

 

İçerdiği apigenin, azulen, kamazulen, alfa-bisabolol gibi birçok bileşen antienflamatuvar etkiye sahiptir ve bu amaçla yaygın olarak kullanılmaktadır.

Hazırlanmış olan çay soğutulduktan sonra ağzı gargarası olarak kullanıldığında ağız boşluğu ve dişeti iltihaplarında yarar sağlamaktadır.

Kirpik dipleri temizliğinde ve blefarit tedavisinde yarar sağlamaktadır.

 

Yapılan çalışmalarda Papatya yağının %0.05 h/h  üzerindeki konsantrasyonlarda, Staphylococcus aureus  ve Bacillus subtilis’a karşı bakterisid, Candida albicans’a karşı da fungusit etkisi olduğu gösterilmiştir.

Kumarin bileşiklerinin antibakteriyel etkisi belirtilmiştir.

 

Aknede yüz temizleme solüsyonu olarak kullanılır.

Saç rengini açmak için saç bakımında da kullanılır.

 

Dikkat! Asteraceae familyasına ait diğer bazı bitkilere alerjisi olan birçok insanda papatyaya karşı da alerji görülmüştür. İçerdiği azulen, histamin salınımını inhibe ettiği ve antialerjik etkisi olduğu düşünülürken, içerdiği seskiterpen nedeniyle alerjiye neden olduğu düşünülmektedir.

Alerjisi olanlarda Mayıs papatyası dikkatli kullanılmalıdır.

 

MAYIS PAPATYASI ÇAYI

2-3 g kadar (2 tatlı kaşığı ya da 6-8 papatya çiçeği) kurutulmuş Mayıs papatyası çiçekleri üzerine yaklaşık 1-1.5 çay bardağı sıcak su ilave edilir. Bardağın üzeri kapatılır.10-15 dakika kadar beklenir. Şeker ilave edilmeksizin ya da arzu edildiği kadar şeker ya da bal ilavesi ile içilir. Yine arzu edilirse küçük doğranmış limon dilimleri ilave edilebilir.

Bu şekilde hazırlanmış Mayıs papatyası çayı gün boyunca 3-4 defa içilebilir.

 

 

İLAÇ- PAPATYA  ETKİLEŞİMİ

Papatya kumarin içerdiğinden; varfarin içeren (oral antikoagulan; Coumadin) kumarin türevleriyle sinerjik etki (varfarin’in pıhtı önleyici ve dolayısıyla kanamaya meyili artırıcı etkisinin güçlenmesi) gösterdiği gözlenmiştir. Coumadin kullanan kişilerin papatya çayı, papatya vücut losyonu vs ve diğer bitkisel çayları tüketmemeleri gerekmektedir önerilmektedir.

 

 BİTKİSEL ÜRÜNLER KULLANIMINDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR

Tıbbi amaçlı kullanılacak bitkilerin; doğru zamanda (doğru mevsimde, doğru ayda, doğru saatte), doğru kişiler tarafından(bitkiyi tanıyan, birbirine benzediği için yanlış bitkiyi toplamayacak olan, bu konuda bilgi ve deneyim sahibi olan) toplanması, doğru şekil ve yöntemde kurutulmuş (özel raflarda, gölgede, tek sıra halinde, iyi havalandırılmış  yerlerde) ve doğru şekilde saklanmış(hava ve nem almayan ahşap kaplarda)  olması ve belirli süreden daha uzun süre beklememiş olması, aktif bileşenlerinin bozulmamış ve miktarının azalmamış olması önemlidir.

Bu tür bitkilerin satın alındığı yerlerin güvenilir olması, bu özelliklere sahip bitkileri satan kişilerin bitkilerin tüm bu özelliklere sahip olduğundan emin olarak ve kontrol ederek alması ve satıyor olması, bitkiler konusunda yeterli bilgiye sahip olması ve ayrıca eczacı ya da hekim rolü üstlenmemesi gerekmektedir.

 

Bu tür kurutulmuş ve çay olarak hazırlanan tıbbi bitkilerin çoğunlukla sıcak suda 10-15 dakika –üzeri bir kapakla kapatılmış olarak- bekletilerek hazırlanması gerektiğidir. Bu tür çaylar, ateş üzerinde kaynatılarak hazırlanmamalıdır.

 

Bir defalık ve total günlük doza, yani miktara dikkat edilmesi gerekmektedir. Bu tür çaylar, bitkisel kökenli ve doğal olsalar dahi içlerinde birden çok aktif bileşenler içermektedirler. Bu bileşenler nedeniyle bitkisel çaylar vücutta istenen etkiler yanında, istenmeyen yani olumsuz etkilere de neden olabilmektedir. Belirli bir miktarın üzerinde tüketildiğinde istenmeyen etkilerde (yan etkilerde) artışa neden olurlar.

“Bitkiseldir, doğaldır, yan etkisi yoktur” sözü, doğru bir söz değildir. Doğal olan bir sürü zehirli madde bulunmaktadır. Gıda olarak tüketilen birçok bitki belirli bir miktarın üzerinde alındığında toksik etkilere neden olabilmektedir.

Bu nedenle bu tür ürünler; doğru kişilere danışılarak doğru şekilde ve miktara dikkat edilerek kullanılmalıdır.

Tıbbi amaçlı kullanılacak bitkilerin, daima bir eczacıya ya da fitoterapi eğitimi almış bir hekime danışarak kullanılması tercih edilmelidir.

 

Yrd. Doç. Dr. Asuman Akgün

Farmakoloji (İlaç Bilimi) Uzmanı

Fitoterapi (Bitkisel İlaç Tedavisi Uzm.