Sosyal Medyanın Zararları

Sosyal medya artık hepimizin hayatında azımsanmayacak bir yere sahip. Az ya da çok hepimiz sosyal

medya bağımlısıyız desek yanlış söylemiş olmayız. Hal böyleyken sosyal medyanın etkileri

konusunda tartışmalar da giderek artıyor. Ne kadar kullanılmalı? Ne kadar faydalı? Ne kadar anlamlı?

gibi sorular hem uzmanlar hem de kullanıcılar tarafından daha cesur bir şekilde sorulmaya başlandı.

Giderek daha fazla insanın sosyal medyanın değerini sorgulamaya başladığı bu dönemde, bilimsel

açıklamalarıyla sosyal medya kullanımının, bizi nasıl etkilediğine değerlendirelim istedik.

Bir grup bilim insanı, 100 gönüllü insanla birlikte bir araştırma yaptılar. Araştırmada sosyal medyanın,

insanların bilgiyi işleme ve anlama yeteneklerini nasıl etkilediğini ölçtüler. Sonuçlar şaşırtıcıydı. Şöyle

ki sosyal medya, insanların karmaşık sorulara karşı daha iyi cevaplar seçmelerine yardımcı oluyordu

ama mantıklı düşünme ve akıl yürütme tam tersine negatif bir etkiye sahipti.

Sosyal medya sayesinde tüm bilgiler parmak uçlarımızda fakat onu gerçekten iyi bir şekilde

kullanamıyoruz. Daha iyi ya da daha akıllı olamıyoruz, kendimizi geliştiremiyoruz. Sadece hazır

bilgileri alıyoruz ve biraz daha dikkatsiz bir insana dönüşüyoruz.

Sosyal medyanın en sağlıklı ilişkiler için bile zarar verici olabildiğini görüyoruz, duyuyoruz hatta

deneyimliyoruz. Bu noktada sosyal medyadan da öte bir sorunumuz var. Cep telefonunun sadece

varlığı bile çevremizdeki insanlarla olan etkileşimimizi etkiliyor.

Akşam yemeğinde ya da randevuda telefonunuz tarafından rahatsız edilmekten ziyade sadece görüş

hattı içinde bir telefon olması bile davranışlarımızı negatif etkileyebiliyor. Odada bir cep telefonu

olması, bir çiftin samimi, duygusal bir bağlantı kurma yeteneğini bozmak için yeterlidir. Evde

bireylerin cep telefonlarını ellerinden düşürmemeleri hem ev yaşantılarını hemde eşlerini ve çocukları

varsa onlarla olan iletişimlerini bozuyor, çoğu zaman bunun farkında bile olmadan zarar veriyoruz. Bu

konuda doktorlar ve bilim insanlarının tavsiyesi evde sosyal medya yada telefon bağımlılığın yerine

bunlardan uzak durmalarını böylelikle evdeki iletişimin daha güzel ve kuvvetli olacağını gösterir.

Herkesin kendini benzersiz olarak gördüğü bir dünyada yaşıyoruz. İnsanlar göstermek için kupa

alıyorlar, fotoğraf çektirmek için geziyorlar ve sonunda büyük tatminsizlikler yaşıyorlar. Her nesil bu

tarz eleştirilerle karşı karşıya kalsa da, sosyal medya narsisizmi kesinlikle açık bir şekilde gözler

önüne seriyor.

Son birkaç yıl içinde düzinelerce çalışma ve makale, dostluk kurma ve ağ oluşturma ilkeleri yerine

narsisistik eğilimleri teşvik eden sosyal medyaya atıfta bulundu. Batı Illinois Üniversitesi’nden bir

araştırmacının yürüttüğü çalışmada insanların Facebook’taki sosyal davranışlarının gerçek hayattaki

asosyal davranışlarıyla paralellik gösterdiğini keşfetti.

Pittsburgh Üniversitesi’nde araştırma yapan bir ekip, sosyal medyayla olan ilişkilerini ve depresyon

eğilimlerini ölçmek için 1,787 Amerikalı üzerinde bir çalışma yaptı. Katılımcıların dörtte birinin

yüksek derecede depresif olduğunu açıkladılar. Daha da kötüsü ekip, sosyal medyada harcanan zaman

miktarı ve depresif olma olasılığı arasında doğrudan bir ilişki olduğunu gösterdi.

Hepimiz elimizden geldiğince iyi bir şekilde yaşamaya çalışıyoruz. Ancak sosyal medyamız sahte

haberler, akıllı ürün reklamları ve genellikle kötü haberlerle dolu olduğunda, hepsine olumlu bakmak

gerçekten zor olabilir.