FİKRET OTYAM

FİKRET OTYAM

14 Mayıs 2020 Kapalı Yazar: guvenuzman

Gazetecilik mesleğimizin en heyecanlı, en özel anıları pek çoğumuz için saymakla bitmez. Sevdiğimiz, saydığımız ünlüler, sanatçılar, politikacılar, ressamlar, müzisyenler onlarla röportaj yapmak ayrı bir keyiftir. 2009 yılında Çırağan Sarayında Antalya’dan değerli eşi Filiz Otyam ile birlikte sergisi için gelen değerli ressam, fotoğrafçı, gazeteci ve yazar Fikret Otyam ile beni kırmayıp keyifli bir söyleşi gerçekleştirmiştik. Yaşı itibariyle yaşadığı sağlık sorunlarına rağmen resim yapmaya devam eden, keyifli sohbeti ve anılarıyla dinlemekten keyif aldığım büyük ustanın röportajını Harem’s Life dergimizin bu sayısında sizlerle paylaşmak istedim. Sevgili eşi Filiz Otyam ile yıllar sonra telefon görüşmemizde röportajdaki keyifli sohbetimizi yıllar geçse de hiç unutamadığımı dergide yer vermek istediğimi söyleyince çok memnun oldu. Değerli ustamızın eserleri günümüzde sanatseverlerin evlerinde, işyerlerinde, çeşitli kurumlarda ve meraklıların mekanlarında duvarları süslemeye devam ediyor. Çok yönlü kişiliği, yaratıcılığı, çok sevdiği Anadolu halkının yansımalarını eserlerinde resmeden Fikret Otyam, Antalya’da da pek çok eserine imza atarak Akdeniz Gazetecilik Vakfı ve Altın Portakal Kültür Sanat Vakfı’nın kurucu üyelerindendir.

 

FiKRET OTYAM İLE ANILARA YOLCULUK

 

‘Herkese selam ederim’ diyerek sözlerine başlayan Fikret Otyam’ın babası eczacı asteğmendir. ‘Yemen bizim topraklarımızmış o zaman. Babam da vatan toprağına gider, Yemen’de kalır yıllarca’ diyen Otyam, babasının İsmet Paşa’yı anlattığını ve bundan da büyük onur duyduğunu söylüyor.

Fikret Otyam o yıllarda, babası Koca Vasıf’ın anlattığı “Yemen’e İsmet Paşa geldi, hastalandı, iğnelerini ben yaptım, ilaçlarını ben içirdim. Çadırda tedavi ettim” sözlerine bir türlü inanmak istememiş ve ‘Atatürk’ün silah arkadaşı babamı nereden tanıyor’ diye hep düşünmüştü.

 

Ta ki, İsmet Paşa 1942 yılında Aksaray’dan geçene kadar…

 

İsmet Paşa 1942 yılının Ekim ayında Ankara’ya giderken, Aksaray’a uğruyor. Bu sırada Kaymakamlıkta büyük bir hazırlık yapılıyor, bu hazırlıklar aynı anda Fikret Otyam’ın babası Koca Vasıf’ın evinde de başlıyor. Evde su börekleri açılıyor, hummalı bir çalışma var evin hizmetçisi olan Nuran Hanım ise son hazırlıklarını gözden geçiriyor. Otyam ise bu hazırlıkların ne için yapıldığını bir türlü çözememişti. Ta ki, İsmet Paşayı karşısında görene dek.

 

İsmet Paşa’yı karşısında gören Otyam’ın kulağında babasının geçmişte anlattığı “Yemen’e İsmet Paşa geldi, hastalandı, iğnelerini ben yaptım, ilaçlarını ben içirdim. Çadırda tedavi ettim” sözleri çınlamaya başlamış ancak yine de buna inanmakta güçlük çekmişti. Ancak İsmet Paşa ile Koca Vasıf sofraya oturmuş yemeğe başlamak üzeredirler. Ve Fikret Otyam, bu sırada sevdiği su böreklerinden aşırırken, bir taraftan da bu inanılması kendisince güç olan buluşmayı ölümsüzleştirmek istiyor ve babasının fotoğraf makinesine gözünü dikiyordu.

 

İşte bir ara “altıma kaçırdığım’” dediği ve babasının fotoğraf makinesine gözünü diktiği anlara ait dakikalar Otyam’ın ağzından şu şekilde gelişiyor.

“Baba ver, Paşa’yla sizi bir çekeyim…” dedim. Babam “Bak kırarsan bende senin kafanı kırarım” dedi. Bende fotoğraflarını çektim. Işık arkadan geliyor, Paşa’nın beyaz saçları görünüyordu.

İsmet Paşa geldi yemek başladı. Bende su böreğini çok severim. Bizim evde pişti börekler Hatça hanım teyze vardı. Nur içinde yatsın, oradan bir, iki börek yürüttüm. Babamda geldi. “Paşam börekten buyurmaz mısınız” dedi. İsmet Paşa ise,“Yiyeyim de senin gibi göbekli mi olayım?” dedi. Babam göbekli “Ne yapayım Paşam sivil hayat böyledir…” diyerek başladı bir geyik muhabbeti. Paşa, babama ‘Nerede yaptın askerliğini’ dedi. Babamda Yemen’i kastederek “Çadıra geldiniz…” diye anlatırken İsmet Paşa babama “Sen tığ gibi delikanlıydın” derken ben heyecandan orada azıcık donuma kaçırdım.

Çünkü babam yalan söylememiş o güne kadar dalga geçerken “Oh dedim, ya şimdi gazetecilik döneminde İsmet Paşa’nın bir evladı gibiydim. Beni çok severdi. Ben ilk defa Paşa’nın fotoğraflarını çektim ama ne bileyim ben Paşa’nın o kadar fotoğraflarını çekip yan yana fotoğraflarımız olacağını…

 

FİKRET OTYAM KİMDİR?

Fikret Otyam, ressam, gazeteci ve yazar olarak bilinen sanatçı, ünlü besteci ve orkestra şefi Nedim Vasıf Otyam’ın kardeşidir.  Fikret Otyam, Anadolu ve Güneydoğu  Anadolu ile ilgili yazdığı röportajlarıyla tanınmıştır. Bu röportajlarını daha sonra kitaplarına biraraya getiren Otyam, röportaj ve fotoğraflarında olduğu gibi tuvallerinde de Anadolu insanını resmetmiştir. Ortaokulda başlayan fotoğraf merakı o yıllarda resim yapma merakını da beraberinde getirmiştir. Liseden sonra İstanbul’da Güzel Sanatlar Akademisi’nde resim eğitimi alan Otyam, sanat hayatıyla beraber öğrencilik yıllarında edebiyat yazarlığı, fotoröportajlar yapmaya başladı. Anadolu halkıyla yaptığı röportajları kitaplarında da yer aldı. İlk resim sergisini 1952 yılında açan Fikret Otyam, hayatı boyunca yurt içi ve yurt dışında çok sayıda resim sergisi açmıştır ve resimleri birçok yurt dışı müzelerinde ve özel koleksiyonlarda yer almaktadır. Emekli olduktan sonra Antalya’ya yerleşen sanatçı, resimlerine daha çok ağırlık vererek yazarlığa da devam etti. Böbrek yetmezliği nedeniyle 89 yaşında hayata veda eden Fikret Otyam’ı ölümünün 5. yılında saygıyla anıyoruz. Böbrek yetmezliği nedeniyle 89 yaşında hayata veda eden Fikret Otyam’ı ölümünün 5. yılında saygıyla anıyoruz.

 

                                                                                                                                                                               RÖPORTAJ: GÜLÇİN ERTUNÇ