Yüz Okuma Sanatı

Yüz Okuma Sanatı

7 Mayıs 2020 Kapalı Yazar: guvenuzman

MURAT KAPLAN

Uzun süre yurt dışında akademik çalışmalar yapan yazar Murat Kaplan, yurt içi ve yurt dışında vermiş olduğu konferanslarla adından söz ettiriyor. Yüz Okuma Sanatı hakkında merak edilenleri  Harem’s Life’a anlatan Murat Kaplan ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. 

* ‘Gözler yalan söylemezmiş’ derler, ancak yüz okuma sanatının kitabını yazarak farklı bir bakış açısı kazandırdınız. Fizyonomi diye adlandırılan yüz okuma sanatını anlatır mısınız?
İlk ikisi Yüz Okuma ve Karakter Analizi, üçüncüsü ise Beden Dili ve Davranış Analizi üzerine kaleme aldığımız üç kitaplık Yüz Okuma Sanatı serisi, temelde geleneksel Çin tıbbı teşhis yöntemlerine dayanan teknikler içeriyor. İç organların insan yüzü üzerindeki referans noktalarının belli teknikler yoluyla gözlemlenmesine dayanan Çin yüz okuma sanatı, yüzde bahsi geçen bölgelerde dikkat çeken özellikleri ve anomalileri inceleyerek, ulaşılan tespitlerin kök nedenlerini ve bağlantılı davranış ve düşünce eğilimlerini değerlendirir. Bu özelliğiyle de batı dünyasında uygulanan ve geometrik profil çıkartma yöntemlerinin kullanıldığı ‘fizyonomi’ çalışmalarından ayrılır. Yüz Okuma Sanatı serisinin ilki hepimizin sosyal ve mesleki hayatında yol arkadaşlığı yapacak temel gözlem, tespit ve teşhis çalışmalarını içeriyor. Öncelikli olarak ilk bakış
verilerinin nasıl toplanacağı, değerlendirileceği ve parçaların hangi yöntemlerle birleştirilerek büyük resme ulaşılacağına dikkat çeken ilk kitabımız, okuyucuyu yüz okuma çalışmalarında kullanılacak geleneksel Çin tıbbı prensipleriyle tanıştırıyor. Yöntemlerin ardından görseller ve açıklamalarla desteklenen teşhis verilerini inceleyen Yüz Okuma Sanatı serimizin ilki ikinci kitapta eklenen yeni yöntem ve analiz
detaylarıyla güç kazanıyor. Üçüncü kitapta ise beden dili verileri ‘davranış bilim’ ve ‘sinir bilim’ referanslarıyla desteklenerek inceleniyor.This home buying company in Frederick, MD can help you sell your house quickly and easily. Learn more here:https://www.companiesthatbuyhouses.co/california/home-buying-company-fullerton-ca/

*Peki insanın karakterine yüz şekli mi karar veriyor?
İzniniz olursa, bu soruya birkaç basamakta cevap vermek isterim.
‘Zihin ve beden arasındaki etkileşim üzerine bilimsel bir çalışma alanı’ olan
psikofizyoloji prensipleri çerçevesinde değerlendirdiğimizde, insan karakterinin kişinin
fiziksel yapısıyla yakından alakalı olduğunu söylemek mümkün. Davranış bilim kuramlarına göre ise ‘karakter, kişinin içinde bulunduğu çevreye olan cevabı’ şeklinde değerlendiriliyor. Bu alanda modern bilimin de desteklediği şekliyle kişinin karakteri – Çin yüz okuma

prensiplerince de benzer şekilde ifade edildiği üzere – %20 oranında genetik miras şeklinde atalarından devraldığı kodlarla, geri kalan %80’lik oranda ise içinde yetiştiği aile, sosyokültürel ve sosyoekonomik ortam, nasıl bir eğitim sistemine dahil olduğu, yeme içme alışkanlıkları, uyku düzeni ve okuyup izledikleri gibi daha birçok etkin unsurların etkisiyle şekillenmektedir. Bu durumda kişinin karakterine yüz şeklinin karar verdiğini iddia etmek mümkün olamayacaktır. Fakat Çin yüz okuma çalışmaları ışığında elde edilen verilerin doğru

yöntemlerle analizi yoluyla insan yüzündeki bazı verilerin onun düşünce-davranış eğilimleri ve olası sağlık riskleri hakkında fikir edinmek mümkün. Bununla birlikte kişinin beden ve yüz yapısının onun eğilimlerine, eğilimlerinin beden ve yüz yapısına etkisi kaçınılmazdır. Eski Çin’de ‘bedeni katı olanın zihni de katı olur’ yaklaşımı, modern Nöro Linguistik çalışmalarında da ‘beden zihinle, zihin de bedenle yakın bir bağ içindedir’ ön varsayımı yaygın şekilde kabul edilmektedir. O yüzden yüze ya da bedene yapılan plastik cerrahi müdahalelerin zaman içinde kişinin karakterinde de değişikliklere neden olacağı iddiası gündemin önemli konularındandır.
*Psikologlar yüzün kişiliğin en derin sırlarına açılan birer pencere olduğunu belirtiyor. Bu
konuda neler söylemek istersiniz?
Çin yüz okuma çalışmalarına göre insan yüzü çeşitli bölümlere ayrılarak incelenir. Bunlardan birisi, yüzü yukarıdan ve tam ortadan iki kısma ayırarak inceleyen yinyang analizi (simetri/asimetri analizi) yöntemidir. Bu yönteme göre insan yüzünün (kendisine göre) sağ tarafı onun sosyal maskesini temsil eder ve yüzün bu kısmındaki mimikler ve onların neden oldukları çizgiler (izler, yaralar, benler, asimetrik belirtiler vb.) kişinin dış dünyaya göstermekte sakınca görmediği ya da onay veya beğeni için özellikle kurgulayıp sergilediği davranışları temsil eder.
İnsan yüzün (yine kendisine göre) sol tarafı ise onun dış dünyaya göstermekten kaçındığı iç dünyasını temsil eder. İşte yüzün sol tarafını dikkatle inceleyen bir uzman ona ait çok derin sırlara ulaşabilir ve bu diğer teyit yöntemleriyle bu sırların gerçeğe işaret edip etmediğini anlayabilir. Yüz okuma çalışmalarında uzmanlaşan birisinde herhangi bir sırrı saklama şansı olmadığını biliyoruz.
*Bir bakış neler anlatıyor? Örneğin mimik okuma eğitimi var mı?
Sorunun ikinci kısmından başlamak isterim izninizle. Evet, mimik okuma eğitimleri var. Bu eğitimlere ‘mikro-ifade’ okuma eğitimleri
diyoruz. Bu alanda çalışan batılı uzmanlar önceleri özellikle güvenlik ve istihbarat alanlarında çalışma yaparlarken şimdilerde reklam dünyasında ve pazarlama ve satış alanlarında da etkin çalışmalar yapmaktalar. Aynı eğitimler yüz okuma çalışmalarıyla birlikte etkin ve isabetli istihdam çalışmaları konusunda da faydalı olmaktadır.
*Bir bakış neler anlatıyor?
Bir bakış, kişinin tahmin ettiğinden çok daha fazla detayı dışa yansıtıyor diyebiliriz. Yalnız bir bakışın analizini yaparken bakışın sahibinin hangi amaçla, kimlerle nerede olduğunun bilinmesinde de büyük yarar olacaktır. Kişinin beden dilini ve/ya yüzünü analiz ederken etkin diğer unsurları da doğru şekilde gözlemlemek gerekir. Bu nedenle sadece bir fotoğraf üzerinde çalışmak yerine hareketli bir video ya da kişilerin davranışlarına canlı şahitlik etmek daha sağlıklı olacaktır. Bir bakış kişinin hayat algısını, ne kadar huzurlu ya da kaygılı olduğunu, öğrenme yöntemlerini, fiziksel sınırlarını, arzularını, korkularını, bencil ya da cömert olduğunu, sosyal ya da içine kapalı olduğunu, pratik ve zeki yaklaşımlara mı, analitik ve/ya detaycı yaklaşımlara mı önem verdiğini, hayatında fizikselliğin, cinselliğin ve
heyecanın mı yoksa istikrar ve sükunetin mi hakim olduğunu, parayla ilişkisinin nasıl olduğunu, hatta arkadaş çevresinin ne kadar geniş ya da dar olduğunu, düşünce kalitesini, konuşma eğilimlerini ve becerisini, titiz mi yoksa biraz rahat mı olduğunu ve daha birçok detayı bizlere açıkça gösterir. Yüz okuma uzmanları için birkaç saniyelik bir bakış ve o bakışla elde edilen verilere destek olacak beden dili ve ses tonu (konuşma hızı, tonlama ve sözcük seçimleri vs) dahil olmak üzere daha birçok husus çok yüksek isabet oranlarıyla kişilik tahlili yapma
imkanı anlamına gelecektir. Eski Çin’de ‘kişinin yüzü onun yürüyen özgeçmişidir’ derler.
*Yüzdeki şifreleri çözmenin sırrı nedir?
Yüzdeki sırları çözmenin sırrı öncelikle geleneksel Çin tıbbı bilgisine hakimiyettir. Bu konuda ehil ve deneyimli birisi için kitap serimizde okuyucularla paylaşılan teknikler çok etkili yüz okuma ve karakter analizi araçları haline gelecektir. Geleneksel Çin tıbbı bilgisine göre yüzdeki iç organ referanslarını tespit becerisi ve sonrasında o organların duygu ve düşünce eğilimi karşılıklarını başarılı bir şekilde bir araya getirebilen uzmanlar kişinin karakterine dair ciddi veriler elde ederler. Sonrasında bu verilerin birleştirilerek büyük resme ulaşma becerisi zamanla gelişecektir.
*Yüz okuma sanatı seminerleri veriyorsunuz. Aynı zamanda akademik kariyerinizi Antalya Bilim Üniversitesinde sürdürüyorsunuz. Bugüne kadar en çok nerelerde seminerleriniz oldu?

Evet, 2016 Ağustos ayından beri Antalya Bilim Üniversitesi’nde öğretim üyesi ve Sürekli Eğitim, Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü olarak görev yapıyorum. Bu görev dahilinde sadece yüz okuma alanında değil, nöro linguistik kodlarla etkili iletişim, liderlik ve gelişim, kriz yönetimi, farkındalıklı bireyden farkındalık topluma gibi çeşitli başlıklarla Antalya içi ve ulusal anlamda çok sayıda seminer ve konferansta

konuk konuşmacı oldum. Aynı zamanda ASELSAN ve TEDx gibi kurum ve organizasyonlarda da benzer alanlarda konuşmalar yapma şansı elde ettim.
*Seminerlerde yüz okuma sanatında en çok merak edilenler neler?
Hemen her seminer ya da sunum sonrasında en çok duyduğum soru ya da talep: ‘Hocam, benim yüzümü okur musunuz?’ Tabi hem etik olmadığı hem de olası başka sakıncalarını bildiğimiz için bu tür talepleri geri çevirmek durumunda kalıyorum. Onun yerine daha masum küçük tespitlerle sunumlar sırasında bazı olumlu tespitlerde bulunuyorum. Bazen yine masum olmak şartıyla kişileri şaşkına çevirecek ‘insanların kimsenin bilmediğini/fark etmediğini sandıkları’ bazı konularda da tespitlerde bulunuyorum ve katılımcıların bu çalışmaların
ne kadar ciddi ve etkili olduğu konusunda bir fikir sahibi olmalarını sağlıyorum.
*Sizin eklemek istedikleriniz var mı?
Yüz okuma çalışmalarına başlayan katılımcılara ilk uyarımız şu olmaktadır: ‘Bu eğitimle birlikte hayatınız yüz okuma çalışmalarından önce ve sonra şeklinde iki parçaya ayrılacak’. Buna hazır mısınız? Çünkü artık hayatınız çok farklı bir farkındalık yolculuğuna dönüşecek. Çevrenize bugüne kadar baktığınızdan çok daha farklı bakacaksınız ve algıda seçicilik dediğimiz olguyu tüm çıplaklığıyla hissedeceksiniz.
Şunu hatırlatmakta büyük yarar görüyorum: ‘Yüz okuma çalışmaları kişinin kendisini tanıma yolculuğunun diğer adıdır. Bir konunun başlangıç niyeti onunla veya o yolda yapılacak yolculuğun tüm sürecine ve neticesine etki edecektir. Bu nedenle yüz okuma çalışmalarına ilgi duyan kişilerin başlangıç niyeti kesinlikle ve öncelikli olarak ‘kendilerini daha iyi tanımak’ olmalıdır. Bu sayede kendisine döndürülen dikkatlerle, kişiyi dış dünyayı anlama ve o güne kadar gözden kaçan tüm detaylarda görülmeyeni görebilme becerisiyle donatarak daha farkındalık bir hayat yaşama konusunda eğitecektir.
Son bir not da Yüz Okuma Sanatı serisini alıp okuyacak okuyucularıma olacak: ‘Lütfen bu kitapları baştan sona hiç sayfa atlamadan ve notlar alarak, bir ders kitabı ciddiyetiyle okuyun. Aklınıza takılan bir soru olursa da yazarına, yani bana e-postam ya da sosyal medya hesaplarımdan ulaşarak sorularınızı bana sorun. Bir diğer önemli konu da kitap aracılığıyla çalıştığınız teknikleri sadece ve kesinlikle
tanımadığınız jenerik (rastgele seçilmiş ve ünlü olmayan) internet yüzleri üzerinde kullanın. Yani hiçbir yakınınızın yüzünü ya da davranışını analiz etmeyin ki sosyal ilişkilerinizi sağlıklı şekilde muhafaza edebilesiniz.’ Bu alanda söylenebilecek en güzel sözü söyleyen Tee Lin Say’ın şu sözleriyle bitirmek isterim:
“Kalbinizi değiştirirseniz, yüzünüzü değiştirebilirsiniz.
Yüzünüzü değiştirirseniz de kaderinizi değiştirebilirsiniz.”